Ana içeriğe atla

Ruh yasaklara direndiği için yaşıyor canlı kalıyor… Rahmi ERGÜN



ÖZGÜRLÜKLE BESLENEN RUHUN İSYANI

Ruhun varlığı, kendi yolunu çizebilme cesaretinde yatar.
O, bazen toplumun koyduğu kalıpları ve kuralları aşmak ister.
Ayıp, günah, yasak gibi kavramlar onun özgürce hareket etmesini engeller.
Fakat her yasak, ruh için daha fazla keşif ve deneyim arzusu yaratır.
Ruh, rüzgarda sürüklenen bir yaprak gibidir; özgürlüğe doğru savrulmak ister.
Bazen yasaklar bir dağ gibi karşısına çıkar.
Ama ruh, dağlara meydan okuyarak zirveye tırmanmak ister, cesaret eder.
Toplumun kuralları bir kafes gibidir.
Ruh ise bu kafesin içindeki kuştur; uçmak, gökyüzünü görmek ister.
Her ayıp, günah, yasak ruh için bir engel değil, onun kanatlarını güçlendiren bir sınavdır.
Bir nehir gibi özgürlüğüne koşturur; yatağını zorlayan kayaları aşar.
Ruh, deniz fenerinin ışığında yolunu bulabilen bir gemi gibidir.
Ayıplar ve yasaklar onun etrafında fırtına oluşturabilir.
Ama ruh, bu fırtınada dahi rotasını kaybetmez.
Yağmur nasıl toprağı besliyorsa, ruh da bu sınırlarla beslenir.
Her direnç, onun yaşam sevinci ve enerjisini besler.
Ve en önemlisi, ruh için yaşamak sadece var olmak değil, özgürce var olabilmektir.
Kimi zaman görünmez zincirlerle bağlı gibiyizdir ama ruh, o zincirleri kırma cesaretini bulur.
Özgür bir ruh, yaşamın her anını dolu dolu yaşar, her gün yeni bir macera gibi görür.
Ve işte bu yüzden, ruh ayıpların, günahların ve yasakların ötesinde asıl özgürlüğünü bulur.




THE REBELLION OF THE SOUL NOURISHED BY FREEDOM

The existence of the soul lies in its courage to chart its own path.
It sometimes wants to transcend the molds and rules imposed by society.
Concepts like shame, sin, and prohibition hinder its free movement.
But every prohibition creates a desire for more exploration and experience in the soul.
The soul is like a leaf carried by the wind; it wants to drift toward freedom.
Sometimes prohibitions stand before it like a mountain.
Yet, the soul wants to challenge the mountains and dares to climb to the summit.
The rules of society are like a cage.
The soul, however, is the bird within this cage; it wants to fly, to see the sky.
Every shame, sin, and prohibition is not a barrier for the soul but a test that strengthens its wings.
It rushes to its freedom like a river, overcoming the rocks that challenge its path.
The soul is like a ship that can find its way in the light of a lighthouse.
Shames and prohibitions may create a storm around it.
But the soul does not lose its course, even in this storm.
Just as rain nourishes the earth, the soul is nourished by these boundaries.
Every resistance feeds its zest for life and energy.
And most importantly, for the soul, living is not just about existing but existing freely.
Sometimes we seem bound by invisible chains, but the soul finds the courage to break those chains.
A free soul lives every moment of life to the fullest, seeing each day as a new adventure.
And it is for this reason that the soul finds its true freedom beyond the shames, sins, and prohibitions.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günlük Hayatta Kullanımı

Günlük Hayatta Kullanımı Bismillâhirrahmânirrahîm, Müslümanların günlük hayatında geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu ifade, her türlü iş ve eylemin başlangıcında Allah’ın adını anmak ve O’ndan yardım istemek amacıyla kullanılır. İşe başlamadan, yemek yemeden, seyahate çıkmadan önce ya da bir evin kapısından girerken bu ifadenin kullanılması, eylemin Allah’ın izni ve bereketiyle gerçekleştirileceğine olan inancı yansıtır. Örneğin, bir öğrenci sınava başlamadan önce Bismillâhirrahmânirrahîm diyerek Allah'tan başarı dileğinde bulunur. Günlük ibadetlerde Bismillâhirrahmânirrahîm'in kullanımının özel bir yeri vardır. Müslümanlar, her namazda Fatiha suresine başlamadan önce ve Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir suresini okumadan önce bu ifadeyi söylerler. Bu uygulama, ibadetlerin kabul olması ve Allah'ın huzurunda gerçekleştirildiği bilinciyle yapılması için önemlidir. Örneğin, sabah namazına kalkıldığında güne bu ifadeyle başlamak, o gün yapacağı tüm ibadetlerin Allah k...

DanlaCast - Çakal KELİME ANALİZİ

DanlaCast - Çakal KELİME ANALİZİ ADA (bir su kütlesiyle çevrili kara parçası) : Tanrı'nın gücü, adeta bir ada gibi sarsılmazdır. Ruh, duygu denizinin ortasında bir ada gibi huzur bulur. AD (isim) : Tanrı'nın her şeyde bir nevi mühürlenmiş adı vardır. Ruh, kendi adını bulduğunda anlam kazanır. AL (bir şey almak) : Tanrı'nın eliyle verilen nimetler boldur. Ruh, hak ettiği huzuru aldığında rahatlar. ALÇAK (kısa boylu ya da kötü niyetli) : Tanrı'nın alçak gönüllülüğü her şeyin üzerindedir. Ruh, alçakgönüllülükle dolduğunda gerçek huzuru bulur. AK (beyaz renk) : Tanrı'nın ışığı, ak bir yeldeğirmeni gibi saf ve temizdir. Ruh, aydınlandığında ak bir sayfa gibi tertemiz olur. ALA (hoş, güzel) : Tanrı'nın yaratışı, ala bir yapboz gibi muhteşemdir. Ruh, güzellikleri algıladığında daha ala bir hal alır. ALAN (bir yer ya da yetenek) : Tanrı'nın varlığı evrendeki her alanı kapsar. Ruh, kendi alanını bulduğunda dinginleşir. AN (zaman dilimi) : Tanrı'nın huzuru her an ...

Okült Semboller ve Anlamları: Gizli Kodların Gizemli Dili

Okült Semboller ve Anlamları: Gizli Kodların Gizemli Dili Okült semboller, ezoterik öğretilerin ve büyü geleneklerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu gizemli işaretler, derin anlamlar taşır ve sadece müritlere açıktır. Her sembol, bir bilgelik veya güç simgesi olarak kabul edilir ve ritüellerde, büyülerde veya manevi uygulamalarda kullanılır. Pentagram, okült sembollerin en yaygın olanıdır. Beş köşeli bu yıldız şeklindeki işaret, doğanın beş temel unsurunun (toprak, hava, ateş, su, akıl) birliğini temsil eder. Bazen "Baphomet" olarak da adlandırılır ve Şeytan'la ilişkilendirilir. Bununla birlikte, Wicca inancında koruma ve çemberleme ritüellerinde kullanılır. Yin-yang sembolü ise Uzakdoğu felsefe ve öğretilerinden gelmektedir. Beyaz ve siyah renklerden oluşan bu daire, karşıt güçlerin birliğini ve evrendeki dengeyi simgeler. Tao büyüsünde ve Feng Shui uygulamalarında önemli bir rol oynar. Gizli dernekler ve tarikatlar da kendi sembolik dillerini oluşturdular. Örneğin, Rözekr...