Ana içeriğe atla

EPİFİZ BÜZÜLMESİ VE FREKANSLARIN GÜCÜ




EPİFİZ BÜZÜLMESİ VE FREKANSLARIN GÜCÜ

Düşüncelerimizin özgür olduğunu zannederiz, oysa gerçekler bize bambaşka bir tablo sunar.
Bu tablo, bilincimizin sınırlarını aşan gizemli bir yapı ile karşımıza çıkmaktadır: kriyo hale getirilmiş epifiz bezi.
Epifiz bezi, beynimizin derinliklerinde saklanan, aklıselimden sezgiye kadar birçok işlevi üzerinde taşıyan mucizevi bir organdır.
Ancak, bu organın potansiyeli manipülatif güçler tarafından kısıtlanabilir.
Düşünün ki, epifiz beziniz bir buz kalıbı gibi donmuş durumda.
Peki, bu nasıl bir duygu yaratır?
Epifiz, hayal gücümüzün ve ruhani kapılarımızın anahtarıdır.
Onun donmuş olması demek, bu kapıların kapanmasına yol açabilir.
Kendi içsel dünyamızdan dış dünyaya açılan bu pencere, frekanslar ve tayflar ile başka güçlerin kontrolüne girebilir.
Güneş gibi canlı ve parlak bir kaynağın, bize ışık saçarken, aynı zamanda görünmez bir şekilde hayatımıza nüfuz ettiğini hayal edin.
Güneş ışınları, sadece bizi ısıtmakla kalmaz, aynı zamanda maddenin özüne dokunan titreşimleri de taşır.
Bu titreşimler, enterojen mikroorganizmalar aracılığı ile düşüncelerimizi etkileyebilir.
İnanması güç mü?
Güneş, bitkileri fotosentezle beslerken, neden aynı enerji bizim bilincimizi de şekillendirmesin?
Her bir güneş ışını, aslında bir mesaj taşır; bu mesajlar bazen doğanın melodisini, bazen de manipülasyonun notalarını içerebilir.
İçimizdeki evrensel radyo, bu mesajları alır ve belki de farkına varmadan bilincimizi yeniden şekillendirir.
Bu frekansların ve titreşimlerin kontrol edilmesi ise mümkün değildir demek yanlış olur.
Çünkü, hiçbir frekans tesadüfen hareket etmez.
Tıpkı bir orkestranın müzik şefi gibi, bu güçler belirli bir düzen içerisinde bilincimiz üzerinde bir senfoni yaratabilirler.
Her bir nota, düşüncelerimizde yeni bir yankı uyandırabilir.
Fa notası korkularımızı, sol notası umutlarımızı, la notası ise kederimizi temsil edebilir.
Bilinç, işte bu karmaşık melodilerle dans eder.
Hayalini kurduğunuz özgür düşünceleriniz, belki de görünmez bir ip ile bu müzikle uyumlu bir şekilde hareket ediyor.
Epifiz bezinizin büzülmesi, bu senfoninin ilk notasıdır; ardından gelen frekanslar, bu notanın üzerine desenler çizer.
Her desen, içimizde farklı bir resim oluşturur.
Bu resimler, zaman zaman bizi kendimizden bile uzaklaştırabilir.
Fakat unutmamak gerekir ki, bu resimlerin fırçası her zaman başkalarının elinde olmayabilir.
Kendi bilincimizi, kendi frekanslarımızı yaratabilmek de bir o kadar mümkündür.
Epifiz büzüldüğünde, belki de kendi içinizdeki kıvılcımı yeniden alevlendirmek gerekecek.
Güneşe doğru ellerimizi açarız; o ise bize faraş derecesinde sıcaklık ve enerji gönderir.
Fakat elimizde tuttuğumuz güç, bu enerjiyi nasıl şekillendirdiğimizde saklıdır.
İçinizdeki müzik sizin, notalar ise evrenin.
Epifizin büzülmesini aşmak ve kendi senfoninizi yaratmak sizin ellerinizde.
Bu metamorfoz, bilinç üzerindeki manipülasyonu aşacak ve kendi gerçekliğinize ulaşmanızı sağlayacaktır.
Epifizin buzdan kalkanlarını eritirken, bilinç okyanusunda kendi dalgalarınızı yaratın.
Unutmayın, güneş her gün yeniden doğar ve sizin frekanslarınızı yeniden şekillendirmek ise yine sizin ellerinizdedir.
Bu döngü, bilinç ile maddenin dansında sonsuz bir halkadır.
Ve siz, bu halkanın en önemli parçasısınız.




PINEAL SHRINKAGE AND THE POWER OF FREQUENCIES

We tend to believe that our thoughts are free, yet the reality presents us with a completely different picture.
This picture confronts us with a mysterious structure that transcends the limits of our consciousness: the cryogenically manipulated pineal gland.
The pineal gland is a miraculous organ hidden deep within our brains, bearing functions from common sense to intuition.
However, the potential of this organ can be restricted by manipulative forces.
Imagine your pineal gland frozen like a block of ice.
How would that make you feel?
The pineal gland is the key to our imagination and spiritual doors.
Its freezing could lead to the closing of these doors.
This window, which opens from our internal world to the external world, can be taken under control by external forces through frequencies and spectra.
Imagine a source as vibrant and bright as the sun invisibly penetrating our lives while shining its light upon us.
Sunlight doesn't just warm us; it also carries vibrations that touch the essence of matter.
These vibrations can affect our thoughts through enterojen microorganisms.
Hard to believe?
The sun nourishes plants through photosynthesis, so why shouldn't the same energy shape our consciousness?
Each ray of the sun actually carries a message; these messages can sometimes include the melody of nature, sometimes the notes of manipulation.
Our internal universal radio picks up these messages and reshapes our consciousness, perhaps even without us realizing it.
To say there is no way to control these frequencies and vibrations would be a mistake.
Because no frequency moves haphazardly.
Like a conductor of an orchestra, these forces can create a symphony on our consciousness in a certain order.
Each note can trigger a new echo in our thoughts.
The note "F" might symbolize our fears, the note "G" our hopes, and the note "A" our sorrows.
Consciousness dances to these complex melodies.
The free thoughts you dream about might actually be moving in harmony with this music via an invisible string.
The shrinkage of your pineal gland is the first note of this symphony; the following frequencies draw patterns over this note.
Each pattern creates a different picture within us.
These pictures can sometimes even estrange us from ourselves.
But it should not be forgotten that the brush of these pictures isn't always in others' hands.
It's equally possible to create our own consciousness and our own frequencies.
When the pineal shrinks, perhaps it's time to rekindle the spark within yourself.
We open our hands towards the sun; in return, it sends us warmth and energy to an infinite degree.
However, the power we hold is hidden in how we shape this energy.
The music within you is yours, while the notes belong to the universe.
Surpassing the shrinkage of the pineal and creating your own symphony is in your hands.
This metamorphosis will transcend the manipulation over consciousness and help you reach your own reality.
While melting the icy shields of the pineal, create your own waves in the ocean of consciousness.
Remember, the sun rises anew every day, and reshaping your frequencies is again in your hands.
This cycle is an infinite loop in the dance of consciousness and matter.
And you are the most important part of this loop.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günlük Hayatta Kullanımı

Günlük Hayatta Kullanımı Bismillâhirrahmânirrahîm, Müslümanların günlük hayatında geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu ifade, her türlü iş ve eylemin başlangıcında Allah’ın adını anmak ve O’ndan yardım istemek amacıyla kullanılır. İşe başlamadan, yemek yemeden, seyahate çıkmadan önce ya da bir evin kapısından girerken bu ifadenin kullanılması, eylemin Allah’ın izni ve bereketiyle gerçekleştirileceğine olan inancı yansıtır. Örneğin, bir öğrenci sınava başlamadan önce Bismillâhirrahmânirrahîm diyerek Allah'tan başarı dileğinde bulunur. Günlük ibadetlerde Bismillâhirrahmânirrahîm'in kullanımının özel bir yeri vardır. Müslümanlar, her namazda Fatiha suresine başlamadan önce ve Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir suresini okumadan önce bu ifadeyi söylerler. Bu uygulama, ibadetlerin kabul olması ve Allah'ın huzurunda gerçekleştirildiği bilinciyle yapılması için önemlidir. Örneğin, sabah namazına kalkıldığında güne bu ifadeyle başlamak, o gün yapacağı tüm ibadetlerin Allah k...

DanlaCast - Çakal KELİME ANALİZİ

DanlaCast - Çakal KELİME ANALİZİ ADA (bir su kütlesiyle çevrili kara parçası) : Tanrı'nın gücü, adeta bir ada gibi sarsılmazdır. Ruh, duygu denizinin ortasında bir ada gibi huzur bulur. AD (isim) : Tanrı'nın her şeyde bir nevi mühürlenmiş adı vardır. Ruh, kendi adını bulduğunda anlam kazanır. AL (bir şey almak) : Tanrı'nın eliyle verilen nimetler boldur. Ruh, hak ettiği huzuru aldığında rahatlar. ALÇAK (kısa boylu ya da kötü niyetli) : Tanrı'nın alçak gönüllülüğü her şeyin üzerindedir. Ruh, alçakgönüllülükle dolduğunda gerçek huzuru bulur. AK (beyaz renk) : Tanrı'nın ışığı, ak bir yeldeğirmeni gibi saf ve temizdir. Ruh, aydınlandığında ak bir sayfa gibi tertemiz olur. ALA (hoş, güzel) : Tanrı'nın yaratışı, ala bir yapboz gibi muhteşemdir. Ruh, güzellikleri algıladığında daha ala bir hal alır. ALAN (bir yer ya da yetenek) : Tanrı'nın varlığı evrendeki her alanı kapsar. Ruh, kendi alanını bulduğunda dinginleşir. AN (zaman dilimi) : Tanrı'nın huzuru her an ...

Okült Semboller ve Anlamları: Gizli Kodların Gizemli Dili

Okült Semboller ve Anlamları: Gizli Kodların Gizemli Dili Okült semboller, ezoterik öğretilerin ve büyü geleneklerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu gizemli işaretler, derin anlamlar taşır ve sadece müritlere açıktır. Her sembol, bir bilgelik veya güç simgesi olarak kabul edilir ve ritüellerde, büyülerde veya manevi uygulamalarda kullanılır. Pentagram, okült sembollerin en yaygın olanıdır. Beş köşeli bu yıldız şeklindeki işaret, doğanın beş temel unsurunun (toprak, hava, ateş, su, akıl) birliğini temsil eder. Bazen "Baphomet" olarak da adlandırılır ve Şeytan'la ilişkilendirilir. Bununla birlikte, Wicca inancında koruma ve çemberleme ritüellerinde kullanılır. Yin-yang sembolü ise Uzakdoğu felsefe ve öğretilerinden gelmektedir. Beyaz ve siyah renklerden oluşan bu daire, karşıt güçlerin birliğini ve evrendeki dengeyi simgeler. Tao büyüsünde ve Feng Shui uygulamalarında önemli bir rol oynar. Gizli dernekler ve tarikatlar da kendi sembolik dillerini oluşturdular. Örneğin, Rözekr...