Birçok dinde yasak elma, insanlığın en eski sembollerinden biridir.
Bu elma, aslında bir metafor olarak algılanabilir; elma, elmas yani en değerli taşı, dolayısıyla üçüncü gözümüzü ve epifiz bezimizi simgeler.
Elmas, İngilizcede "diamond" kelimesi ile ifade edilir ve bu kelime köklerinde dikkat çekici anlamlar barındırır.
Kelimenin di, amon ve d kısımlarıyla ele alındığında, farklı boyutlarda hermetik semboller ortaya çıkar.
Di; ateşi, amon; bilinçaltını ve d harfi ise doğumu temsil eder.
Bu kavramlar bir arada düşünüldüğünde, insanın daha üst bir varoluş düzeyine geçiş yapabilmesi için kendi bilinçaltını dönüştürmesi gerektiği mesajı verilir.
Bilinçaltınızı yakmak, metaforik bir ifade ile kendi içsel ateşinizle bu sınırlı düzlemi aşarak yeniden doğmak demektir.
Bilinçaltı, bireyin yaşamına dair tüm deneyimlerin, hislerin, düşüncelerin ve anıların saklandığı bir hazine odası gibidir.
Ancak, bu oda genellikle karanlık ve gizemlidir.
İnsanlar, çoğu zaman bilinçaltlarının karanlık köşelerinde sıkışıp kalır.
Ancak, bu durumun üstesinden gelmek ve aydınlanma yaşamak, kişinin bu karanlık köşelere kendi içsel ateşiyle ışık tutmasına bağlıdır.
Aynı şekilde, elmas da karbon atomlarının yıllarca süren baskı ve ısı altında kristalize olmasından doğar ve muhteşem bir parlaklığa kavuşur.
Bilinçaltınız da, derinlerde yatan potansiyelinizi ve yeteneklerinizi kapı arkasında saklar.
Bu potansiyel ve yeteneklerin gün yüzüne çıkması için içsel ateşinizle, yani azim ve kararlılığınızla bilinçaltınızın derinliklerine bir elmas ustası gibi şekil vermeniz gerekir.
Dünyanın en değerli taşı elmas iken, içsel dünyanızda ulaşabileceğiniz en değerli varoluş durumu da ancak kendinizi keşfedip geliştirerek elde edilebilir.
Bir insan, tıpkı elmas gibi, karanlık ve sıkışık bir ortamdan dışarı çıkarılmayı bekleyen devasa bir potansiyele sahiptir.
Fakat bu potansiyele ulaşabilmek için bilinçaltının sert kabuğu kırılmalıdır.
Bu süreç, sıkı bir çalışma, öz-farkındalık ve kararlılık gerektirir.
Öyle ki, tüm bu semboller zinciri; yasak elma, bilinçaltı, üçüncü göz, ateş ve elmas, her biri bir dönüşümün ve doğumun habercisidir.
Ve bu doğum, sadece bilinç ile değil, bilincin en derinlerinde yatan potansiyele ulaşarak, onu içsel ışığınızla aydınlatarak gerçekleşir.
İşte bu yüzden, bilinçaltınızı yakmanız, yani kendi içsel kılavuzluk ışığınızla onu dönüştürmeniz gerekir.
Tıpkı bir elmasın karanlık ve kaba bir taşken, ustasının eliyle muhteşem bir mücevhere dönüşmesi gibi, birey de kendi içsel diaman-dını bulmalıdır.
Kendi içsel ateşinizle yaktığınız bu karanlık bilinçaltı, bütün ihtişamıyla parlayan bir varoluş seviyesine dönüşebilir.
Bilinçaltının derinliklerinde uyuyan gizil potansiyeller, usta bir elmas ustası rehberliğinde yeniden biçimlendirilebilir ve parlatılabilir.
Sonunda ortaya çıkan eser, hem içsel hem de dışsal dünyada parlayacak, diğer insanların ilham almasına vesile olacak bir “yeni siz” olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, doğuştan bir elmas gibi olan bilinçaltındaki taş, doğru işlenip parlatıldığında, dünya üzerindeki en değerli mücevhere dönüşebilir.
Bu süreçte, elinizdeki alet; öz-farkındalık, kararlılık ve sürekli gelişime olan inanç olacaktır.
O zaman, bilinçaltının yasak meyvesinden korkmayın; aksine, onu bilgeliğiniz ve cesaretinizle dönüştürerek, gerçek potansiyelinize ulasın.
Sonuçta, iç dünyanızı dönüştürerek, dış dünyanın en parlak elması olun.
TRANSFORMATION OF THE SUBCONSCIOUS: DECODING THE SECRET OF APPLE AND DIAMOND
In many religions, the forbidden apple is one of humanity's oldest symbols.
This apple can be perceived as a metaphor; it symbolizes the diamond, the most precious stone, and thus our third eye and pineal gland.
The diamond is referred to as "diamond" in English, and this word carries intriguing meanings in its roots.
When considering the segments of "di," "amon," and "d," different hermetic symbols emerge.
"Di" represents fire, "amon" represents the subconscious, and the letter "d" symbolizes birth.
When considered together, these concepts convey the message that in order for a person to ascend to a higher plane of existence, they must transform their subconscious.
Burning your subconscious, in a metaphorical sense, means transcending this limited plane with your inner fire and experiencing rebirth.
The subconscious is like a treasure room where all the experiences, emotions, thoughts, and memories of an individual’s life are stored.
However, this room is often dark and mysterious.
People frequently find themselves trapped in the dark corners of their subconscious.
Yet, overcoming this situation and achieving enlightenment depends on shedding light on these dark corners with your inner fire.
Similarly, a diamond is formed from carbon atoms crystallizing under pressure and heat for years, achieving a magnificent brilliance.
Your subconscious also guards the potential and talents hidden deep within.
To surface these talents and potential, you must mold the depths of your subconscious with your inner fire—in other words, with determination and perseverance—like a master diamond cutter.
While the diamond is the most precious stone of the world, the most precious state of being that is attainable in your inner world can only be achieved by discovering and developing yourself.
A person, like a diamond, has immense potential waiting to be unearthed from a dark and enclosed environment.
However, to reach this potential, the hard shell of the subconscious must be broken.
This process requires diligent work, self-awareness, and persistence.
Thus, this chain of symbols—forbidden apple, subconscious, third eye, fire, and diamond—all herald a transformation and a birth.
And this birth occurs not just with consciousness, but by reaching the potential lying deep within and illuminating it with your internal light.
This is why you must burn your subconscious, meaning you need to transform it with your internal guiding light.
Just as a diamond transforms from a dark and rough stone to a magnificent jewel under the hand of its master, an individual must find their own inner "diamon-d."
When the dark subconscious, ignited with your inner fire, is transformed, it can become a level of existence shining with all its glory.
Dormant latent potentials in the depths of the subconscious can be reshaped and polished under the guidance of a master diamond cutter.
The resulting work of art will be a "new you" that will shine both internally and externally, inspiring others.
It must not be forgotten that the stone in the subconscious, which is like a diamond by birth, can be transformed into the most precious jewel on earth when properly cut and polished.
In this journey, your tools will be self-awareness, determination, and a belief in continuous development.
Therefore, do not fear the forbidden fruit of the subconscious; rather, transform it with your wisdom and courage to reach your true potential.
Ultimately, by transforming your inner world, become the brightest diamond in the external world.
Yorumlar