Ana içeriğe atla

18 Mart 1978 11:15 Gelibolu / Çanakkale DOĞUM ANALİZİ

18 Mart 1978 11:15 Gelibolu / Çanakkale DOĞUM ANALİZİ

AKAN (sürekli bir yerden bir yere doğru hareket eden) : Tanrı'nın bilgeliği, evrenin her yerine akan bir nur gibidir. Ruhumuz, durmaksızın büyüyen ve gelişen bir varlıktır.

ALEM (evren, dünya) : Tanrı'nın kudreti, tüm alemleri kuşatır. Ruh, bu alemde kendini bulma yolculuğundadır.

ALKIŞ (beğeni gösterisi) : Tanrı'nın yarattıkları, O'na alkış tutarcasına mükemmeldir. Ruhumuz, başarılarıyla alkış bekleyen bir sanatçıdır.

ANLAM (bir şeyin ifade ettiği veya düşündürdüğü şey) : Tanrı'nın sözleri, derin anlamlarla doludur. Ruh, anlam arayışı içinde olan bir yolcudur.

ANIT (tarihi önemi olan yapı veya olayın hatırası) : Tanrı, evrende yarattığı her şeyde kendi adını bir anıt gibi bırakmıştır. Ruhumuz, kendi tarihini kendi içinde yazan bir anıttır.

BANK (oturmak için yapılan sıra) : Tanrı'nın huzuru, suda bir bank gibi oturur. Ruhumuz, huzur arayışında durağan bir huzur bankıdır.

BEL (vücudun gövdeyle kalçalar arasında kalan kısmı) : Tanrı'nın ilmi, belimizi doğrultan bir güçtedir. Ruhumuz, yaşamın yükünü taşıyan bir bel direğidir.

BET (tarif etme) : Tanrı'nın sanatı, kelimelerle bet edilemeyecek kadar muazzamdır. Ruh, kendi varlığını bet etmeye çalışan bir sanatçıdır.

BİR (tek) : Tanrı birdir, eşi ve benzeri yoktur. Ruhumuz, çokluk içinde birliği arayan bir bütünlüktür.

BOR (bir metal türü) : Tanrı'nın yaratış gücü, bor kadar sağlamdır. Ruhumuz, direnciyle bor gibi katı bir maddedir.

BULUŞ (yeni bir şey keşfetme veya icat etme) : Tanrı'nın ilhamı, insanlığa buluşların kapısını açar. Ruhumuz, sürekli yeni yollar bulan bir mucittir.

BULUT (gökyüzünde su damlacıklarından oluşan kütle) : Tanrı'nın lütfu, gökyüzünde bulut gibi gezer. Ruhumuz, duygu dünyasında bir bulut gibi süzülür.

ÇAM (bir ağaç türü) : Tanrı'nın doğadaki armağanlarından biri çam ağaçlarıdır. Ruh, huzur bulmak için çam kokusuna sarılır.

ÇAN (çeşitli boyutlarda, bir yere asılarak çalınan müzik aleti) : Tanrı'nın sesi, evrenin çanında yankılanır. Ruhumuz, içimizde çan gibi titreşir.

ÇEK (bir yerden veya bir şeyden uzaklaştırma) : Tanrı, kötülükleri bizden çekip alır. Ruhumuz, karanlıktan aydınlığa çekilmeyi bekler.

ÇEKİM (bir şeyi kendine doğru çekme gücü) : Tanrı'nın sevgisi, yüreğe bir çekim kuvvetidir. Ruhumuz, sevgiyle çekilen bir enerjidir.

ÇİN (bir ülke veya porselen) : Tanrı'nın sanatı, Çin porseleni kadar zariftir. Ruhumuz, kendi içindeki kırılganlıklardan ders çıkarır.

ÇİZM (çizmek fiilinin kökü) : Tanrı, her birimizi kendi elleriyle çizmektedir. Ruhumuz, yaşam tablosunda her gün yeni bir çizimdir.

DOLU (tamamen dolmuş) : Tanrı'nın rahmeti, dolu bir kap gibi taşar. Ruhumuz, sevgiyle dolu bir kap olmaya çalışır.

EKİP (birlikte çalışan bir grup) : Tanrı'nın planı, birbirine bağlı bir ekip gibidir. Ruhumuz, yaşam oyununun bir ekibinde yer alır.

ELMA (bir meyve türü) : Tanrı'nın lütfu, elma kadar tatlıdır. Ruhumuz, her ısırıkta kendini bulan bir elmadır.

EMEL (amaç, hedef) : Tanrı'nın emeli, varlıklarıyla birliği sağlamaktır. Ruhumuz, kendi emelini gerçekleştirme yolundadır.

ERİK (bir meyve türü) : Tanrı'nın yaratıcı elleri, ekşi ve tatlısıyla eriği şekillendirir. Ruhumuz, hayatın çeşitli tatlarını kabul eden bir eriktir.

GAZEL (şiir) : Tanrı'nın kelamı, gazel kadar etkileyicidir. Ruhumuz, kendi hikayesini bir gazel gibi anlatır.

GECE (günün karanlık bölümü) : Tanrı'nın varlığı, en karanlık gecede bile bir ışık huzmesidir. Ruhumuz, gece boyunca parlayan bir yıldızdır.

GEL (bir yere, bir duruma ulaşma) : Tanrı'nın sevgisi, bizi huzura gelmeye çağırır. Ruhumuz, huzura doğru yola çıkan bir yolcudur.

GELİN (evlenecek kadın veya yeni evlenmiş kadın) : Tanrı’nın rahmeti, en güzel gelin gibi süslenmiştir. Ruhumuz, yeni başlangıçların gelini olmaya hazırlanmaktadır.

GÖL (kara içindeki su birikintisi) : Tanrı'nın yarattığı doğa mucizeleri, göl kadar huzur vericidir. Ruhumuz, sakin bir gölde yansımasını arar.

İKİ (birden sonra gelen sayı) : Tanrı, iki cihanı da mükemmel bir düzenle yaratmıştır. Ruhumuz, ikiliğin içindeki birliği keşfetmeye çalışır.

İLGE (ilgi, dikkat) : Tanrı'nın her yaratışında ilge gösterilecek bir detay vardır. Ruhumuz, sürekli ilge gösteren bir öğretmendir.

İNAK (inanış) : Tanrı’ya olan inak, hayatımızın temel direğidir. Ruhumuz, inakla güç bulan bir kaledir.

KAM (mutluluk) : Tanrı'nın ışığı, insana kam verir. Ruhumuz, kam arayışı içinde bir yolcudur.

KAN (dolaşım sıvısı) : Tanrı'nın sevgisi, tüm evrene kan gibi hayat verir. Ruhumuz, içimizde akan ilahi bir akıştır.

KAP (bir şeyin içine konduğu eşya) : Tanrı'nın sevgisi, her kapta dolup taşır. Ruhumuz, sevginin kaplarını arayan bir derviştir.

KAR (yağan beyaz donmuş kristaller) : Tanrı'nın temizliği, kar tanelerinde gizlidir. Ruhumuz, kar gibi saf olmaya çalışır.

KARE (dört eşit kenarlı geometrik şekil) : Tanrı'nın düzeni, bir kare gibi kusursuzdur. Ruhumuz, kendi köşelerini arayan bir kare bulmacadır.

KARTAL (bir kuş türü) : Tanrı'nın ihtişamı, kartalın kanat çırpışında görülür. Ruhumuz, yükseklerde uçan bir kartal ruhudur.

KAŞ (göz üstünde kıllı çıkıntı) : Tanrı'nın estetiği, kaşın zarafetinde mevcuttur. Ruhumuz, kendini ifade etmenin kaşlarıdır.

KEL (saçsız) : Tanrı'nın varoluşu, kel bir düzen içinde işler. Ruhumuz, yalın ve sade bir güzellik arayışındadır.

KEMAN (bir yaylı çalgı) : Tanrı'nın melodisi, keman gibi ruha işler. Ruhumuz, hayatın keman yayında titreyen bir teldir.

KEMİ (kemik) : Tanrı'nın yapısı, kemiler üzerinde yükselir. Ruhumuz, yaşamın omurgasını oluşturan kemidir.

KENAR (bir yüzeyin sınırı) : Tanrı'nın inceliği, her detayın kenarında görülebilir. Ruhumuz, kendi sınırlarını keşfetmeye çalışan bir gezgindir.

KIZ (kadın çocuğu) : Tanrı, kız çocuklarında masumiyeti saklamıştır. Ruhumuz, içsel masumiyetini koruyan bir kız çocuğudur.

KÖLE (özgürlüğü kısıtlanmış insan) : Tanrı'nın huzurunda, kimse köle değildir. Ruh, özgürlük arayan bir köledir.

KOL (vücudun omuzdan ele kadar olan bölümü) : Tanrı'nın koruyucu eli, kol gibi üzerimizdedir. Ruhumuz, sürekli uzanan ve kucaklayan bir koldur.

KOMİ (mutfakta aşçı yardımcısı) : Tanrı'nın sonsuz sofrasında, her ruh bir komi rolündedir. Ruhumuz, hakikatin mutfağında bir öğrencidir.

KÜLE (kül) : Tanrı'nın yenileyici gücü, eski olanı küle çevirir. Ruhumuz, küllerinden doğan bir Anka kuşudur.

MAÇ (yarışma) : Tanrı'nın hikayesi, kaderle oynanan bir maç gibidir. Ruhumuz, kendi hayat sahnesinde bir oyuncudur.

MAÇA (Kart oyununda bir tür) : Tanrı'nın düzeni, her maça kartında saklıdır. Ruhumuz, kozlarını oynayan bir kart oyuncusudur.

MADAM (bayan, hanımefendi) : Tanrı, her kadına bir madam zarafeti bahşetmiştir. Ruhumuz, içinde barındırdığı zarafetin madamıdır.

MADEN (yer altından çıkarılan değerli taş veya metal) : Tanrı'nın hazinesi, her maden damarında gizlidir. Ruhumuz, içindeki değerleri keşfetmeye çalışan bir maden işçisidir.

MAHKUM (suçlu durumda olan kimse) : Tanrı'nın merhameti, her mahkumu affetmeye hazırdır. Ruhumuz, kendi yargısından kaçamayan bir mahkumdur.

MAKİ (bodur ağaççık) : Tanrı'nın yarattığı bitki örtüsü, maki gibi özeldir. Ruhumuz, küçük detaylarda büyük güzellik bulan bir aşkın sevdalısıdır.

MELEK (ilahi elçi) : Tanrı'nın mesajları, meleklerle iner. Ruhumuz, kendi içinde bir melek saklar.

MELİK (hükümdar) : Tanrı, evrenin ebedi melikidir. Ruh, kendi iç dünyasında bir melikliğe sahiptir.

MELK (süt) : Tanrı'nın verdiği nimet, melk gibi saf ve beyazdır. Ruhumuz, merhameti öğrenirken bir melk kadar beyazdır.

MENEKŞE (bir çiçek türü) : Tanrı'nın doğadaki sanatında menekşe gibi zarif çiçekler vardır. Ruhumuz, çiçek açan bir menekşe gibidir.

METAL (bir temel element) : Tanrı'nın kuvveti, metal kadar sağlamdır. Ruhumuz, sertlik ve dayanıklılık testinden geçen bir metal gibidir.

METİN (güçlü) : Tanrı'nın kelamı, metin gibi sabittir. Ruhumuz, metin yazılarında kaybolup bulunan bir arifedir.

MİL (bir ölçü birimi veya bir eksen) : Tanrı'nın düzeni, dünya ekseni gibi sabittir. Ruhumuz, merkezinde durduğu milin etrafında döner.

MİLLE (millet) : Tanrı'nın birliği, milleler üstü bir düzendedir. Ruhumuz, tüm milleleri kucaklayacak kadar kapsayıcıdır.

MİT (efsane) : Tanrı’nın hikayeleri, birer mit gibi öğretiler içerir. Ruhumuz, kendi mitolojisinin kahramanıdır.

MOLA (ara, dinlenme) : Tanrı huzurunda her ruh molasını bulur. Ruhumuz, yaşam yolunda arada bir mola verir.

OLMASI (vuku bulması) : Tanrı'nın iradesiyle tamamlanan her olay, olması gerekenin ta kendisidir. Ruhumuz, zamanı geldiğinde gerçek olmasıdır.

ON (dokuza bir ek olarak) : Tanrı'nın düzeni, on sayısındaki tamamlıkla görülür. Ruhumuz, on üzerinden yapılan bir değerlendirmeyle yol alır.

SAÇ (baş üzerindeki kıl) : Tanrı'nın estetik dokunuşları, her saç teline yansır. Ruhumuz, farklı renk ve şekillerde kendi saçlarını örer.

SMİLE (gülümseme - İngilizce) : Tanrı'nın rahmeti, yüzümüze bir smile bırakır. Ruhumuz, samimi bir gülümsemeyle tazelenir.

TARİH (geçmiş olayların bilimsel incelemesi) : Tanrı'nın zaman üzerindeki hakimiyeti, tarihin detaylarında gizlidir. Ruhumuz, kendi tarihini yazan bir kalemdir.

TEL (ince metal ip) : Tanrı'nın incelikle dokuduğu planlar, bir tel kadar hassastır. Ruhumuz, hayat senfonisinde titreşen bir teldir.

TEMEL (esas) : Tanrı'nın kurduğu evren, sağlam bir temel üzerine inşa edilmiştir. Ruhumuz, kendi dünyasında sağlam bir temel arayışındadır.

TİRAN (zorba hükümdar) : Tanrı'nın adaleti, tiranları yargılar. Ruhumuz, tiranlık zincirlerinden kurtulmaya çalışır.

UN (öğütülmüş tahıl tozu) : Tanrı'nın bereketi, un gibi her yere dağılabilir. Ruh, pişirilip şekillendirilen bir hamur gibidir.

VAR (mevcut) : Tanrı'nın varlığı, her anımızda hissedilir. Ruhumuz, var olma mücadelesi veren bir varlıktır.

VEDA (ayrılma) : Tanrı'nın rızası, her vedada bir kavuşmadır. Ruhumuz, vedaların ardından yeni başlangıçlar arar.

YAKA (gömleğin üst kenarı) : Tanrı'nın koruyucu eli, yaka gibi bizi sarar. Ruhumuz, başını yaslayacak bir yaka arar.

YALIM (alev) : Tanrı'nın aşkı, kalbimizdeki yalımı alevlendirir. Ruhumuz, aşk ateşinde yanmak isteyen bir yalımdır.

YAMA (düzeltme) : Tanrı’nın ileri görüşlülüğü, yaraları yama yaparak iyileştirir. Ruh, kendi kusurlarını kapatan bir yama bulur.

YANGIN (ateş felaketi) : Tanrı'nın ihtişamı, bir yangın gibi dönüştürücüdür. Ruhumuz, içsel yangınlarından arınmış bir bilgelikle parlar.

YARIŞ (rekabet) : Tanrı'nın iradesiyle nice ruhlar bir yarışta buluşur. Ruhumuz, yaşam yolunda bir yarışçı olarak ilerler.

YASA (kanun) : Tanrı'nın adaleti, yasa gibi evrenseldir. Ruhumuz, ilahi yasalara uygun yaşamın peşindedir.

YAT (deniz aracı) : Tanrı'nın denizleri, yat seyahatleriyle kutsanmıştır. Ruhumuz, hayat denizinde huzur arayan bir yattır.

YAZ (yılın sıcak mevsimi) : Tanrı'nın lütfu, yaz güneşi gibi içimizi ısıtır. Ruhumuz, yaz mevsiminde çiçeklenir.

YEK (bütün, bir) : Tanrı, tüm varoluşun yeki olan bir varlıktır. Ruhumuz, bütünlüğü arayan bir keşiftir.

ZEMİN (yer, taban) : Tanrı'nın yarattığı zemin, her adımın başlangıcıdır. Ruhumuz, sağlam bir zemin üzerinde yükselmeyi amaçlar.

ZEKÂ (akıl) : Tanrı'nın hikmeti, zekâ ile anlaşılır. Ruhumuz, bilgelik arayışında bir zekâdır.

ZELİL (aşağılık) : Tanrı'nın merhameti, zeli olanları yüceltir. Ruhumuz, kendi içindeki zeli halleri aşmaya çalışır.

ZEPLİN (hava taşıtı) : Tanrı’nın yarattığı gökyüzü, zeplinlerin süzüldüğü bir alandır. Ruhumuz, gökyüzünde özgürce uçan bir zeplindir.

ZEYTİN (bir tür meyve) : Tanrı'nın bolluğu, bir zeytin tanesinde bile görülür. Ruhumuz, barış sembolü olarak bir zeytin dalıdır.

ZİL (kapı veya telefon çalmasını sağlayan alet) : Tanrı’nın mesajı, ruhun zilini çalar. Ruh, içsel uyanışında zil sesiyle irkilir.

ZİN (zina, yasak ilişki) : Tanrı'nın yasaları, zinayı yasaklar. Ruhumuz, saflığını korumak için mücadele eder.

ZİYA (ışık) : Tanrı'nın nuru, her köşede bir ziya bırakır. Ruhumuz, karanlığı delen bir ziyaa sahiptir.

ZLATER (altın - Hırvatça) : Tanrı'nın hikmetleri, zlater gibi değerlidir. Ruhumuz, içindeki zlatest zenginliği bulur.

ZÜMRÜT (değerli taş) : Tanrı'nın yarattığı dünyada, zümrüt gibi değerler gizlidir. Ruhumuz, zümrüt gibi parlayan bir mücahittir.

ZÜPPE (kendini beğenmiş, gösterişçi) : Tanrı'nın alçak gönüllülüğü, züppeyi küçültür. Ruhumuz, tevazu ile züppelikten uzaklaşır.

ZÜRAFA (uzun boyunlu hayvan) : Tanrı'nın yaratıcılığı, zürafanın zarafetinde gizlidir. Ruhumuz, farklılığını kucaklayan bir zürafadır.

ZÜREFA (zarafetli olan) : Tanrı'nın lütfu, her zürefayı gözde kılar. Ruhumuz, zarafetin peşinde bir arzuya sahiptir.

ZÜMRÜT (değerli taş) : Tanrı'nın gizemi, bir zümrütte saklıdır. Ruh, değerli bir zümrüt gibi ışıldar.

ZİHİN (düşünce yapısı) : Tanrı'nın bilgeliği, zihnimizin derinliklerinde yatar. Ruhumuz, bilinmeyeni arayarak zihin yolculuğuna çıkar.

ZİRVE (tepe noktası) : Tanrı’nın kudreti, her zirvede hissedilir. Ruhumuz, ruhani zirvelere tırmanmaya çalışır.




18 Mart 1978 11:15 Gelibolu / Çanakkale BİRTH ANALYSIS

AKAN (flowing continuously from one place to another): God's wisdom flows like a light throughout the universe. Our soul is an ever-growing and developing existence.

ALEM (universe, world): The power of God encompasses all worlds. The soul is on a journey of self-discovery in this universe.

ALKIŞ (applause, show of approval): Everything God creates is so perfect that it deserves applause. Our soul is an artist seeking applause for its accomplishments.

ANLAM (meaning, the thing that something expresses or implies): God's words are filled with deep meanings. The soul is a traveler in search of meaning.

ANIT (monument, a structure or event with historical significance): God leaves His name like a monument in everything He creates in the universe. Our soul is a monument writing its own history within.

BANK (bench, seat): God's peace sits like a bench on water. Our soul is a tranquil bench in the search for peace.

BEL (waist, the part of the body between the ribcage and hips): God's knowledge is a strength that straightens our waist. Our soul is the backbone carrying the burden of life.

BET (depiction): God's art is so magnificent that it cannot be depicted with words. The soul is an artist trying to depict its own existence.

BİR (one, single): God is one, with no equal or likeness. Our soul is a unity-seeking wholeness amid plurality.

BOR (a type of metal): God's creative power is as strong as boron. Our soul is a substance as resistant as boron.

BULUŞ (invention, discovery of something new): God's inspiration opens the door to discoveries for humanity. Our soul is an inventor constantly finding new paths.

BULUT (cloud, a mass formed of water droplets in the sky): God's grace floats like a cloud in the sky. Our soul glides through the emotional world like a cloud.

ÇAM (pine, a type of tree): Pine trees are one of the gifts of nature from God. The soul seeks solace in the scent of pine.

ÇAN (bell, a musical instrument of various sizes hung and rung): God's voice echoes in the bell of the universe. Our soul resonates like a bell within us.

ÇEK (to pull away): God removes the evils from us. Our soul awaits to be pulled from darkness into light.

ÇEKİM (attraction, the power to draw something towards oneself): God's love is an attraction force for the heart. Our soul is an energy drawn by love.

ÇİN (China or porcelain): God's art is as delicate as Chinese porcelain. Our soul learns from its internal fragility.

ÇİZM (root of the verb to draw): God draws each of us with His own hands. Our soul is a new drawing in the canvas of life each day.

DOLU (full): God's mercy overflows like a full vessel. Our soul tries to be a vessel filled with love.

EKİP (team, a group working together): God's plan is like a connected team. Our soul takes its place in a team in the game of life.

ELMA (apple, a type of fruit): God's grace is as sweet as an apple. Our soul finds itself with each bite of the apple.

EMEL (ambition, goal): God's ambition is to establish unity with His creations. Our soul is on the path to fulfilling its own ambition.

ERİK (plum, a type of fruit): God's creative hands shape the plum with its sour and sweet. Our soul accepts the various flavors of life like a plum.

GAZEL (poem): God's word is as enchanting as a ghazal. Our soul narrates its own story like a ghazal.

GECE (night, the dark period of a day): The presence of God is a beam of light even in the darkest night. Our soul is a star that shines through the night.

GEL (to come): God's love calls us to come to peace. Our soul is a traveler on the road to peace.

GELİN (bride, a woman to be married or newlywed): God's grace is dressed as beautifully as a bride. Our soul prepares to be the bride of new beginnings.

GÖL (lake): Nature's miracles created by God are as peaceful as a lake. Our soul seeks its reflection in a calm lake.

İKİ (two): God created the two worlds with a perfect order. Our soul seeks unity within duality.

İLGE (attention, interest): In every creation of God, there is a detail to pay attention to. Our soul is a constant teacher showing attention.

İNAK (belief): Belief in God is the main pillar of our lives. Our soul is a castle strengthened by belief.

KAM (happiness): God's light gives humans kam (contentment and happiness). Our soul is a traveler in search of kam.

KAN (blood): God's love gives life to the universe like blood. Our soul is a divine flow within us.

KAP (container): God's love overflows every kap (container). Our soul is a dervish searching for containers of love.

KAR (snow, frozen white crystals falling from the sky): God's purity is hidden in the snowflakes. Our soul seeks to be as pure as snow.

KARE (square): God's order is as perfect as a square. Our soul is a square puzzle finding its corners.

KARTAL (eagle): God's majesty is visible in the flapping wings of an eagle. Our soul is an eagle soaring high in the skies.

KAŞ (eyebrow): God's aesthetics are present in the elegance of eyebrows. Our soul is the eyebrows expressing itself.

KEL (bald): God's existence operates within a simplistic bald order. Our soul seeks a beauty that is bare and simple.

KEMAN (violin): God's melody reaches the soul like a violin. Our soul is a string vibrating on the bow of life's violin.

KEMİ (bone): God's structure rises on bones. Our soul is the bone forming the backbone of life.

KENAR (edge): God's delicacy can be seen on the edge of every detail. Our soul is a traveler exploring its own boundaries.

KIZ (girl): God has preserved innocence in girls. Our soul is a girl child preserving its inner innocence.

KÖLE (slave): In the presence of God, no one is a slave. The soul is a slave searching for freedom.

KOL (arm): God's protective hand is like an arm over us. Our soul is a constantly reaching and embracing arm.

KOMİ (apprentice chef): In God's eternal feast, every soul is in the role of a komi (apprentice). Our soul is a student in the kitchen of truth.

KÜLE (to ash): God's renewing power turns the old into ash. Our soul is a Phoenix rising from the ashes.

MAÇ (match, competition): God's story is like a maç played with fate. Our soul is a player on its own life stage.

MAÇA (spades): God's order is hidden in every spade card. Our soul is a card player laying down its trumps.

MADAM (lady, ma'am): God has granted every woman the grace of a madam. Our soul is the madam of the grace it harbors within.

MADEN (mine, precious metal or stone extracted from underground): God's treasure is hidden in every maden vein. Our soul is a miner trying to discover the values within.

MAHKUM (convict): God's mercy is ready to forgive every convict. Our soul is a convict unable to escape its own judgment.

MAKİ (shrub): The flora created by God is as special as maki. Our soul is a lover finding great beauty in small details.

MELEK (angel, divine messenger): God's messages descend with angels. Our soul hides an angel within.

MELİK (king, ruler): God is the eternal melik of the universe. The soul possesses a kingdom within its own world.

MELK (milk): The bounty from God is pure and white as melk. Our soul is as white as milk in learning mercy.

MENEKŞE (violet, a type of flower): In the art of nature by God, there are elegant flowers like the violet. Our soul is like a blooming violet.

METAL (metal, an essential element): God's strength is as solid as metal. Our soul is like a metal passing the test of hardness and endurance.

METİN (strong): God's word is as firm as a text (metin). Our soul is a mystic who gets lost and found in written texts.

MİL (mile or axis): God's order is as constant as the axis of the earth. Our soul revolves around the axle where it stands.

MİLLE (community, nation): The unity of God transcends all communities. Our soul is inclusive enough to embrace all nations.

MİT (myth): The stories of God contain teachings like myths. Our soul is the hero of its own mythology.

MOLA (break, rest): Every spirit finds its break in the presence of God. Our soul takes a break from life's journey from time to time.

OLMASI (happening): Every event completed by God's will is exactly what should be. Our soul is the becoming when the time comes.

ON (ten): God's order is seen in the completeness of the number ten. Our soul progresses with an evaluation out of ten.

SAÇ (hair, on top of the head): The aesthetic touches of God are reflected in every strand of hair. Our soul weaves its own hair in different colors and shapes.

SMİLE (smile - English): God's mercy leaves a smile on our faces. Our soul is refreshed with a sincere smile.

TARİH (history): God's mastery over time is hidden in the details of history. Our soul is the pen writing its own history.

TEL (wire, thin metal string): The plans intricately woven by God are as delicate as a wire. Our soul is a wire vibrating in the symphony of life.

TEMEL (foundation): The universe created by God is built on a solid foundation. Our soul is in search of a firm foundation in its own world.

TİRAN (tyrant): God's justice judges tyrants. Our soul strives to break free from the chains of tyranny.

UN (flour): God's abundance can spread like flour everywhere. our soul is like dough being kneaded and shaped.

VAR (existing): The presence of God is felt in every moment. Our soul is an entity struggling to exist.

VEDA (farewell): In God's consent, every farewell is a reunion. Our soul seeks new beginnings after goodbyes.

YAKA (collar): God's protective hand wraps us like a collar. Our soul searches for a collar to rest upon.

YALIM (flame): God's love ignites the flame within our hearts. Our soul is a flame wishing to burn with love.

YAMA (patch): God's foresight heals the wounds by patching them up. The soul finds a patch to cover its own flaws.

YANGIN (fire): God's majesty is transformative like a fire. Our soul shines with wisdom cleansed from internal fires.

YARIŞ (race, competition): By the will of God, many souls meet in a race. Our soul progresses as a racer in the path of life.

YASA (law): God's justice is as universal as a law. Our soul seeks to live in accordance with divine laws.

YAT (yacht, boat): God's seas are blessed with yat (yacht) voyages. Our soul is a yacht seeking peace in the sea of life.

YAZ (summer, warm season of the year): God's grace warms our hearts like the summer sun. Our soul blooms in the summer season.

YEK (whole, one): God is a being that is yek (one) of all existence. Our soul is an exploration seeking wholeness.

ZEMİN (floor, ground): The ground created by God is the beginning of every step. Our soul aims to rise on a solid ground.

ZEKÂ (intelligence): The wisdom of God is understood through intelligence. Our soul is an intellect seeking wisdom.

ZELİL (despicable): God's mercy elevates the zeli (despicable). Our soul strives to overcome the ignoble states within.

ZEPLİN (zeppelin): The sky created by God is a realm where zeppelins soar. Our soul is a zeppelin freely flying in the sky.

ZEYTİN (olive): God's abundance is visible even in an olive. Our soul is an olive branch as a symbol of peace.

ZİL (bell): God's message rings the bell of the soul. Our soul is awakened by the ringing of the internal bell.

ZİN (adultery): God's laws prohibit zin (adultery). Our soul struggles to maintain its purity.

ZİYA (light): God's light leaves a ziya (beam) in every corner. Our soul has a ziya piercing through the darkness.

ZLATER (gold - Croatian): The wisdom of God is as precious as zlater. Our soul discovers the richness of its zlatest within.

ZÜMRÜT (emerald): In the world created by God, values like emerald are hidden. Our soul is a warrior shining like an emerald.

ZÜPPE (snob): God's humility belittles the züppe (snob). Our soul moves away from snobbery with humility.

ZÜRAFA (giraffe): God's creativity is hidden in the elegance of the giraffe. Our soul is a giraffe embracing its differences.

ZÜREFA (graceful one): God's grace makes every zürefa (graceful one) visible. Our soul has a desire in pursuit of grace.

ZÜMRÜT (emerald): The mystery of God is hidden in an emerald. The soul shines like a precious emerald.

ZİHİN (mind): The wisdom of God lies deep within our minds. Our soul embarks on a mental journey, seeking the unknown.

ZİRVE (summit): The power of God is felt at every summit. Our soul strives to climb spiritual summits.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Günlük Hayatta Kullanımı

Günlük Hayatta Kullanımı Bismillâhirrahmânirrahîm, Müslümanların günlük hayatında geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu ifade, her türlü iş ve eylemin başlangıcında Allah’ın adını anmak ve O’ndan yardım istemek amacıyla kullanılır. İşe başlamadan, yemek yemeden, seyahate çıkmadan önce ya da bir evin kapısından girerken bu ifadenin kullanılması, eylemin Allah’ın izni ve bereketiyle gerçekleştirileceğine olan inancı yansıtır. Örneğin, bir öğrenci sınava başlamadan önce Bismillâhirrahmânirrahîm diyerek Allah'tan başarı dileğinde bulunur. Günlük ibadetlerde Bismillâhirrahmânirrahîm'in kullanımının özel bir yeri vardır. Müslümanlar, her namazda Fatiha suresine başlamadan önce ve Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir suresini okumadan önce bu ifadeyi söylerler. Bu uygulama, ibadetlerin kabul olması ve Allah'ın huzurunda gerçekleştirildiği bilinciyle yapılması için önemlidir. Örneğin, sabah namazına kalkıldığında güne bu ifadeyle başlamak, o gün yapacağı tüm ibadetlerin Allah k...

DanlaCast - Çakal KELİME ANALİZİ

DanlaCast - Çakal KELİME ANALİZİ ADA (bir su kütlesiyle çevrili kara parçası) : Tanrı'nın gücü, adeta bir ada gibi sarsılmazdır. Ruh, duygu denizinin ortasında bir ada gibi huzur bulur. AD (isim) : Tanrı'nın her şeyde bir nevi mühürlenmiş adı vardır. Ruh, kendi adını bulduğunda anlam kazanır. AL (bir şey almak) : Tanrı'nın eliyle verilen nimetler boldur. Ruh, hak ettiği huzuru aldığında rahatlar. ALÇAK (kısa boylu ya da kötü niyetli) : Tanrı'nın alçak gönüllülüğü her şeyin üzerindedir. Ruh, alçakgönüllülükle dolduğunda gerçek huzuru bulur. AK (beyaz renk) : Tanrı'nın ışığı, ak bir yeldeğirmeni gibi saf ve temizdir. Ruh, aydınlandığında ak bir sayfa gibi tertemiz olur. ALA (hoş, güzel) : Tanrı'nın yaratışı, ala bir yapboz gibi muhteşemdir. Ruh, güzellikleri algıladığında daha ala bir hal alır. ALAN (bir yer ya da yetenek) : Tanrı'nın varlığı evrendeki her alanı kapsar. Ruh, kendi alanını bulduğunda dinginleşir. AN (zaman dilimi) : Tanrı'nın huzuru her an ...

Okült Semboller ve Anlamları: Gizli Kodların Gizemli Dili

Okült Semboller ve Anlamları: Gizli Kodların Gizemli Dili Okült semboller, ezoterik öğretilerin ve büyü geleneklerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu gizemli işaretler, derin anlamlar taşır ve sadece müritlere açıktır. Her sembol, bir bilgelik veya güç simgesi olarak kabul edilir ve ritüellerde, büyülerde veya manevi uygulamalarda kullanılır. Pentagram, okült sembollerin en yaygın olanıdır. Beş köşeli bu yıldız şeklindeki işaret, doğanın beş temel unsurunun (toprak, hava, ateş, su, akıl) birliğini temsil eder. Bazen "Baphomet" olarak da adlandırılır ve Şeytan'la ilişkilendirilir. Bununla birlikte, Wicca inancında koruma ve çemberleme ritüellerinde kullanılır. Yin-yang sembolü ise Uzakdoğu felsefe ve öğretilerinden gelmektedir. Beyaz ve siyah renklerden oluşan bu daire, karşıt güçlerin birliğini ve evrendeki dengeyi simgeler. Tao büyüsünde ve Feng Shui uygulamalarında önemli bir rol oynar. Gizli dernekler ve tarikatlar da kendi sembolik dillerini oluşturdular. Örneğin, Rözekr...