Ana içeriğe atla

Kayıtlar

#sprituality etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kadim Felsefenin İzleri

Kadim Felsefenin İzleri İnsanlığın varoluşsal sorgulamalarının ve manevi arayışlarının kökleri, antik çağlara kadar uzanır. Eski Pers inançları ve Gnostisizm gibi öğretiler, bu derin felsefi mirasın izlerini taşır. Her iki inanç sistemi de evrensel dengeleri, ruhun özgürlüğünü ve manevi bilginin önemini vurgular. Eski Pers inançlarında, iyilik ve kötülük güçleri arasındaki mücadele, evrenin temelini oluşturur. Ahura Mazda ve Ahriman arasındaki çatışma, insanın seçimlerini ve eylemlerini belirler. Bu inanç, insanoğlunun iyilik ve kötülük arasındaki sonsuz çatışmayı anlamlandırma çabasının bir yansımasıdır. Benzer şekilde, Gnostisizm de iyi ve kötü güçlerin varlığına inanır. Ancak Gnostikler, kötülüğün kaynağını maddi dünyada görür. Ruh, bu maddi dünyanın sınırlamalarından ve bağlarından kurtulmalıdır. Bu kurtuluş, gerçek bilgiye (gnosis) ulaşmakla mümkün olur. Her iki öğreti de ruhun manevi bir varoluşa ulaşması gerektiğini savunur. Zerdüştlükte, insanın amacı iyilik ilkesine hizmet etm...

Karanlığın Kaynakları

Karanlığın Kaynakları Antik inançlarda, karanlığın ve kötülüğün kökenlerine dair çeşitli kavramlar yer almaktadır. Zerdüştlük ve Gnostisizm gibi öğretiler, maddi dünyanın kötülüğünün kaynağını somutlaştıran varlıklar tanımlar. Bu varlıklar, insanoğlunun varoluşsal sorgulamalarının bir yansımasıdır. Zerdüştlükte, "Ahriman" olarak adlandırılan varlık, kötülüğün ve karanlığın sembolüdür. Ahriman, iyilik ilkesi "Ahura Mazda" ile daimi bir mücadele içindedir. Bu çatışma, evrenin temelini oluşturur ve insanın seçimlerini belirler. Ahriman, maddi dünyanın kötülüklerinin ve acılarının kaynağı olarak görülür. Gnostik inanışlarda ise benzer bir kavram olan "demiurge" bulunur. Demiurge, maddi evrenin yaratıcısı olarak kabul edilir, ancak aynı zamanda kötülüğün de kaynağı olduğuna inanılır. Demiurge, ruhun gerçek evreninden kopuk bir varlıktır ve insanları maddi dünyaya hapsetmiştir. Gnostikler, ruhun bu hapisten kurtulması gerektiğine inanır. Bu iki öğretideki ortak ...

Nur Kavramının Zerdüştlük ve Gnostisizm'deki Yeri

Nur Kavramının Zerdüştlük ve Gnostisizm'deki Yeri Eski inanç sistemlerinde, ışık ve karanlık sembolleri sıklıkla kullanılmıştır. Zerdüştlükte, en yüce tanrı Ahura Mazda, iyiliğin ve aydınlığın cisimleşmesi olarak görülür. Ona karşı konumlanan Angra Mainyu ise karanlığın ve kötülüğün temsilcisidir. Bu inanışa göre, insanlar Ahura Mazda'nın nuruna yönelmelidir. Benzer şekilde, gnostisizm akımında da "nur" kavramı önemli bir yer tutar. Gnostiklere göre, ruh, ilahi bir kaynaktan gelen nurdan oluşmuştur. Ancak maddi dünyaya düşmüş ve karanlığa hapsolmuştur. Ruhun amacı, bu karanlıktan kurtulup tekrar nurlu alanına dönmektir. Her iki öğretide de nur, manevi bir anlam taşır ve yüce bir gerçekliğe işaret eder. Zerdüştlükte, Ahura Mazda'nın nuru, iyiliğin ve doğruluğun sembolüdür. Gnostisizmde ise ruhun nurlu kökeni, ilahi bilgiye ulaşmanın anahtarıdır. Bu iki inanç sistemi, nurun karanlığa galip gelmesi gerektiği düşüncesini paylaşır. Zerdüştler, Ahura Mazda'nın nurun...

PERSLİLERİN ZERDÜŞT İNANCI VE GNOSTİSİZMİN İLİŞKİSİ

PERSLİLERİN ZERDÜŞT İNANCI VE GNOSTİSİZMİN İLİŞKİSİ Eski Pers imparatorluğu, çağlar boyunca hüküm sürmüş, köklü bir medeniyetti. Bu kadim uygarlığın inanç sistemi, Zerdüşt öğretilerine dayanmaktaydı. Zerdüşt inancı, iyi ve kötü güçler arasındaki sonsuz mücadeleye odaklanmıştı. Bu inanç sisteminde, Ahura Mazda adlı yüce varlık, iyiliğin ve aydınlığın sembolüydü. Karşısında ise Angra Mainyu, karanlığın ve kötülüğün temsilcisi olarak yer alıyordu. İnsanların amacı, Ahura Mazda'nın yanında yer alarak iyiliğe hizmet etmekti. Zerdüşt inancının temel ilkeleri, doğruluk, adalet ve ışığa yönelme gibi erdemler etrafında şekillenmişti. Bu öğretiler, sadece Persler arasında değil, daha sonraki dönemlerde ortaya çıkan diğer inanç sistemlerini de etkilemişti. Özellikle Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında görülen gnostisizm akımı, Zerdüşt inancıyla bazı benzerlikler taşıyordu. Gnostisizm, maddi dünyanın geçici ve kusurlu olduğunu, ruhun ise sonsuz ve ilahi bir kaynaktan geldiğini savunuyordu. Bu düş...
 

Deccal'a Karşı Hazırlıklı Olmak

Deccal'a Karşı Hazırlıklı Olmak Müslümanlar için Deccal'ın zuhuru, kıyamet alametlerinden birini teşkil etmektedir. Bu sebeple Deccal hadiselerine bigâne kalmak, imani açıdan büyük bir ihmal sayılır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v), Deccal'ın fitnesine karşı ümmetini defalarca uyarmıştır. Deccal'a hazırlıklı olmanın yolu öncelikle imanı takviye etmekten geçmektedir. Bilhassa Kur'an'a ve sünnete sıkı sıkıya sarılmak, ibadetlere özen göstermek büyük önem arz eder. Zira Deccal'ın hedefi zayıf imanlı kişileri saptırmak olacaktır. Kuvvetli imanlar ise onun şüphe tohumlarına kapılmayacaktır. Deccal'ın fiziksel özelliklerini, davranışlarını ve yaşanacak hadiseleri önceden bilmek de faydalı olacaktır. Böylece Müslümanlar onu tanıyabilecek, aldatmacalarına kanmayacaklardır. Örneğin sahih kaynaklarda Deccal'ın cennet-cehennem tasvirleriyle insanları sınayacağı belirtilmiştir. Bu gibi bilgiler sayesinde müminler uyanık olacaktır. Ayrıca Deccal'ın ulaşamayacağ...

Deccal'ın Özellikleri

Deccal'ın Özellikleri Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hadislerinde, Deccal'ın birtakım fiziksel ve davranışsal özellikleri detaylı şekilde tasvir edilmiştir. Bunlardan en dikkat çekici olanı, Deccal'ın tek gözlü olacağı ve alnında çarpıcı bir şişlik/ur bulunacağıdır. Bu şişliğin üzerinde "kafir" yazısının yer alacağı rivayet edilir. Deccal'ın yanında taşıyacağı bir diğer özellik ise cennet ve cehennem tasvirleridir. Bu tasvirleri kullanarak insanları aldatmaya çalışacağı belirtilmektedir. Cehennem tasviriyle korkutup, cennet tasviriyle de nimetler vaat ederek müminleri saptırmaya çalışacaktır. Ancak samimi ve imanlı Müslümanların bu tuzağa düşmeyeceği vurgulanır. Kaynaklarda ayrıca Deccal'ın su kaynaklarını kurutacağı, yeryüzünü dolaşarak fitne saçacağı da yer almaktadır. Öyle ki büyük bir orduyla gelecek, fakat hiçbir silah onu durduramayacaktır. YalnızcaHz. İsa'nın (a.s.) tekrar dünyaya gelişi ve Deccal'ı öldürmesiyle bu fitne sona erecektir. Son ol...

Deccal Kimdir?

Deccal Kimdir? Deccal, İslamiyet'te kıyamet öncesi zuhur edeceğine inanılan ve Müslümanları sınamakla görevli olduğu kabul edilen bir şahsiyettir. Kelime kökeni itibariyle "yalancı, sahtekâr" manasına gelen Deccal, insanları haktan ayırıp fitneye sürükleyeceği düşünülmektedir. Kutsal kaynaklarda Deccal'ın birtakım alametleri detaylı şekilde anlatılmaktadır. Bunlardan bazıları; tek gözlü olması, alnında "kafir" yazısının bulunması, yanında cenneti andıran bir bahçe ve cehennemi çağrıştıran bir ateş bulundurması şeklindedir. Deccal'ın bu cennet ve cehennem tasvirleriyle insanları aldatacağı, imtihan edeceği rivayet edilir. Deccal'ın fitnesi karşısında Müslümanların direneceği, onun iddialarını reddedip gerçek inançlarına bağlı kalacakları belirtilmektedir. Bu noktada imanın gücü ve samimiyeti büyük önem arz etmektedir. Zira Deccal'ın hedefi, insanları doğru yoldan saptırmak olacaktır. Nitekim hadislerde, Deccal tarafından müminlerin değil münafıkla...

Eski Yunan Felsefesi ve Gnostisizm Arasındaki Bağlantılar

Eski Yunan Felsefesi ve Gnostisizm Arasındaki Bağlantılar Eski Yunan felsefesi ve gnostik öğretiler arasındaki paralelliklerin varlığı, farklı düşünce akımlarının birbirinden etkilendiğini ve beslendiklerini açıkça göstermektedir. Bu iki gelenek arasındaki en belirgin benzerlik, maddi dünyanın ötesinde bir ilahi gerçekliğin olduğu ve insanın bu yüce varlığa ulaşmayı hedeflemesi gerektiği inancıdır. Ancak bu benzerliğin yanı sıra, her iki düşünce sisteminin kendine özgü farklılıkları da bulunmaktadır. Örneğin, Eski Yunan felsefesi daha rasyonel ve sistematik bir yapıya sahipken, gnostisizm mistik ve sırlı bir öğreti niteliği taşır. Ayrıca, Eski Yunan felsefesinde ruhun arınması ve felsefi düşünce yoluyla kurtuluşa erişilmesi vurgulanırken, gnostisizmde sırlı bilgiye ulaşmak (gnosis) daha ön plandadır. Öte yandan, her iki gelenek de maddi dünyanın değersizliğine ve geçiciliğine vurgu yapar. Ancak bu vurgunun nedenleri farklıdır. Eski Yunan felsefesinde, maddi dünya ideaların gölgesi olar...

Yeni Platonculuk ve Gnostisizm'deki Benzer Unsurlar

Yeni Platonculuk ve Gnostisizm'deki Benzer Unsurlar Eski Yunan felsefesi içerisinde yer alan Yeni Platonculuk akımı, gnostik inanışlarla birçok paralel unsur barındırır. Her iki düşünce sistemi de maddi dünyanın ötesinde bir ilahi gerçekliğin varlığına işaret eder ve insanın nihai amacının bu yüce varlıkla bütünleşmek olduğunu savunur. Yeni Platonculuğun kurucusu Plotinus, varlığın üç seviyesinden bahseder: Bir (Tanrı), Nous (akıl) ve Ruh. Nous, Bir'den türeyen ilk akıldır ve ideaların kaynağıdır. Ruh ise Nous'tan türemiştir ve maddi dünyanın yaratıcısıdır. İnsan ruhu, bu maddi dünyaya düşmüş ve amacı tekrar Bir'e dönmektir. Bu dönüş, ruhun arındırılması ve felsefi düşünce yoluyla gerçekleşir. Gnostisizm de benzer şekilde, insanın ruhunun maddi dünyaya hapsolduğuna ve buradan kurtulması gerektiğine inanır. Gnostiklere göre, ruh, yüce bir varlıktan (Pleroma) ayrılmış ve maddi dünyaya düşmüştür. Ruhun amacı, gnosis (bilgi) aracılığıyla kökeni hakkında bilgi sahibi olmak v...

Nous ve Gnosis Kavramlarının Benzerliği

Nous ve Gnosis Kavramlarının Benzerliği Gnostisizm ve Eski Yunan felsefesi arasındaki en önemli bağlantılardan biri, "nous" (akıl) ve "gnosis" (bilgi) kavramlarının benzer anlamları ve işlevleridir. Her iki düşünce sisteminde de bu kavramlar, insanın en yüce amacına ulaşmasında kilit rol oynar. Eski Yunan felsefesinde, nous, evrenin en yüce ilkesi olarak kabul edilir. Platon'un idealar kuramında, nous, ideaların kaynağı ve en yüksek gerçeklik olarak görülür. İnsanların amacı, nous'a ulaşmak ve ona bağlanmaktır. Bu, ancak felsefi düşünce ve ruhun arındırılması yoluyla gerçekleştirilebilir. Gnostisizm'de ise gnosis, benzer bir anlam taşır. Gnosis, insanın kökeni ve gerçek doğası hakkındaki sırlı bilgiyi ifade eder. Gnostiklere göre, insanın ruhu, maddi dünyaya hapsolmuş ve bu dünyadan kurtulması gerekir. Kurtuluşun anahtarı ise gnosis'tir. Gnosis aracılığıyla insan, kökeni hakkında bilgi edinir ve ruhunu maddi dünyadan özgürleştirebilir. Her iki düşünc...

Mağaradan Kurtuluş: Platon ve Gnostik Görüş

Mağaradan Kurtuluş: Platon ve Gnostik Görüş Platon'un ünlü "mağara alegorisi", Eski Yunan felsefesi ve gnostik düşünce arasındaki bağlantıyı somutlaştıran önemli bir örnektir. Bu alegori, insanın maddi dünyadan sıyrılıp hakikate ulaşma serüvenini sembolize eder. Gnostik öğretiler de benzer bir bakış açısıyla ruhun özgürlüğe kavuşmasını hedefler. Mağara alegorisinde, insanlar bir mağaranın derinliklerinde zincire vurulmuş haldedir ve sadece duvarın üzerindeki gölgeleri görebilmektedirler. Ancak zincirlerinden kurtulup mağaradan çıkan kişi, ilk defa gerçek dünyayı ve güneşin ışığını görür. Bu kişi, o ana kadar gördüğü gölgelerin sadece bir yanılsama olduğunu anlar ve hakikati idrak eder. Alegori, insanın maddi dünyada hapsolmuş durumunu ve bu durumdan kurtulma ihtiyacını sembolize eder. Gnostikler de benzer şekilde, ruhun maddi âlemde esir olduğuna ve bu esaretten kurtulması gerektiğine inanırlar. Onlara göre, ruh ilahi bir kaynaktan gelmiştir ve amacı bu maddi âlemden özgü...

Maddi Dünyanın Ötesi: İdealar ve Tinsellik

Maddi Dünyanın Ötesi: İdealar ve Tinsellik Eski Yunan felsefesi, maddi dünyanın ötesinde daha yüce bir gerçekliğin varlığına işaret eder. Bu düşünce, özellikle Platon ve Yeni Platoncu filozofların eserlerinde ön plana çıkar. Platon'un "idealar âlemi" ve Plotinos'un "Bir" kavramı, bu felsefi bakış açısının en bilinen temsilcileridir. Buna paralel olarak, gnostik öğretiler de maddi evreni geçici ve kusurlu görür, ruhun ise ilahi bir kaynaktan neşet ettiğini savunur. Platon, idealar âlemini mükemmel, ebedi ve değişmez bir varlık alanı olarak tanımlar. Ona göre, maddi dünyada gördüğümüz her şey, sadece bu ideaların birer gölgesi veya yansımasıdır. Örneğin, bir masanın ideası, mükemmel bir masadır ve maddi âlemdeki tüm masalar, bu idealin eksik birer kopyasıdır. Platon, bu görüşüyle maddi dünyanın geçici ve değişken olduğunu, gerçek bilgiye ancak idealar âleminde ulaşılabileceğini savunur. Yeni Platoncu filozof Plotinos ise, her şeyin kaynağında "Bir" a...

ESKI YUNAN FELSEFESİ VE GNOSTİSİZM ARASINDAKİ BAĞLANTILAR

ESKI YUNAN FELSEFESİ VE GNOSTİSİZM ARASINDAKİ BAĞLANTILAR Antik Yunan düşüncesi ve gnostisizm, birbirinden farklı kökenlere ve felsefi yaklaşımlara sahip olsalar da, aralarında çarpıcı benzerlikler ve bağlantılar bulunmaktadır. Bu iki entelektüel gelenek, insanoğlunun varoluşsal sorgulamalarına ışık tutmaya çalışmış ve çeşitli bakış açıları sunmuştur. Eski Yunan filozofları, evrenin yapısı, ruhun doğası ve insan bilgisinin sınırları gibi konulara dair derin sorular sormuşlardır. Örneğin, Platon'un idealar teorisi, maddi dünyanın ötesinde mükemmel bir idealar âleminin varlığını öne sürer. Bu düşünce, gnostik öğretilerdeki maddi dünyanın eksikliği ve ruhun tinsel âleme özlemi ile benzerlik gösterir. Gnostisizm, erken Hristiyanlık döneminde ortaya çıkan bir akımdır ve Yunan felsefesinden etkilenmiştir. Gnostikler, maddi evreni kötü ve kusurlu görürken, tinsel âlemi mükemmel ve aydınlık olarak kabul etmişlerdir. Bu düalizm, Platon'un idealar teorisindeki maddi ve idealar âlemi ayrı...

GNOSTISIZM VE HIRİSTİYANLIK ARASINDAKİ İLİŞKİ

GNOSTISIZM VE HIRİSTİYANLIK ARASINDAKİ İLİŞKİ Gnostisizm, Hıristiyanlığın erken dönemlerinden itibaren bu inanç sistemiyle yakından ilişkili olmuştur. Bu iki inanç arasındaki bağlantı, karmaşık ve tartışmalı bir konudur. Gnostik öğretiler, Hıristiyan inancının bazı unsurlarını benimsemiş, ancak aynı zamanda önemli farklılıklar da ortaya çıkmıştır. Gnostisizm, Grek felsefesi ve Doğu mistisizminden etkilenen bir inanç sistemidir. Gnostikler, maddi dünyanın kötü olduğuna ve ruhun bu kötü dünyadan kurtulması gerektiğine inanırlardı. Bu nedenle, Gnostik öğretiler, maddi dünyanın yaratıcısını kötü bir varlık olarak gördü ve onu Tanrı'dan ayırdı. Gnostikler, insan ruhunun ilahi bir kıvılcım taşıdığına ve bu kıvılcımın maddi dünyadan kurtulması gerektiğine inanıyorlardı. Öte yandan, Hıristiyanlık, Tanrı'nın sevgi dolu ve merhametli olduğuna ve İsa Mesih'in kurtuluş için geldiğine inanır. Hıristiyanlar, maddi dünyanın Tanrı tarafından yaratıldığına ve bu dünyanın kötü olmadığına ina...
 

İç Huzura Giden Yolda Kendine Sahip Çıkmak

İç Huzura Giden Yolda Kendine Sahip Çıkmak İç barışa ulaşmak, alın teri ve azim gerektiren uzun soluklu bir serüvendir. Ancak bu yolculukta özümüze sadık kalır, öz farkındalığımızı güçlendirir ve olumlu ritüeller edinirseniz, ruhsal dinginliği ve iç tevekkülü yakalayabilirsiniz. Önceki metinlerde de vurgulandığı üzere, kendi varlığımızı kabullenmek, iç huzurun ilk basamaklarındandır. Öz-şefkat geliştirmek, bu sürecin ayrılmaz bir parçasıdır. Örneğin, bir hata işlediğimizde, kendimizi suçlamak yerine nedenlerini anlamaya ve hatadan ders çıkarmaya odaklanmalıyız. Duyguların ifadesi de iç barışımızı korumanın anahtarlarından biridir. Ancak bunu yaparken, hislerimizi yargılamamalı, onları olduğu gibi kucaklamalıyız. Mesela, öfke duygusunu bastırmak yerine, nedenlerini araştırmalı ve uygun bir şekilde dışa vurmalıyız. Zihin egzersizleri de iç huzurumuzu destekleyen önemli bir unsurdur. Nefes çalışmaları, meditasyon veya yoga gibi pratikler, zihnimizi yatıştırmaya ve odağımızı artırmaya yard...

Sağlıklı Yaşam İç Barışın Anahtarı

Sağlıklı Yaşam İç Barışın Anahtarı İç barışa giden yolda, sağlıklı bir yaşam tarzının önemi büyüktür. Düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve yeterli uyku, bedenimizi ve zihnimizi dengeleyerek iç huzura katkıda bulunur. Örneğin, her sabah 30 dakika yürüyüş yapmak hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımıza olumlu katkılar sunar. Fiziksel aktivitenin zihin sağlığımız üzerindeki etkileri oldukça önemlidir. Egzersiz yaparken vücudumuz endorfin adı verilen mutluluk hormonu salgılar. Bu hormon, ruh halimizi iyileştirir ve stresi azaltır. Ayrıca, egzersiz sırasında odaklanma becerimiz gelişir ve günlük sorunlardan uzaklaşabiliriz. Örneğin, koşu yaparken sadece nefes almaya ve adımlarımıza odaklanırız, bu da zihnimizi boşaltmamıza yardımcı olur. Beslenme alışkanlıklarımız da iç barışımızı etkiler. Sağlıksız yiyecekler tüketmek, vücudumuzun ve zihnimizin dengesini bozabilir. Örneğin, aşırı şeker ve işlenmiş gıdalar tüketmek, enerji düşüklüğüne ve dalgınlığa neden olabilir. Ancak, sebze, meyve ve ta...

Dürüstlük ve Duygularla Yüzleşme

Dürüstlük ve Duygularla Yüzleşme İç barışa giden yolda, dürüstlük ve duygularla yüzleşme büyük önem taşır. Bazen rahatsız edici veya olumsuz duygular yaşarız ancak onları bastırmak yerine kabul etmeli ve anlamaya çalışmalıyız. Örneğin, bir iş arkadaşımızla çatışma yaşadığımızda, öfke duygusunu reddetmek yerine nedenlerini sorgulamamız gerekir. Duygularımıza dürüst olmak, kendimizi daha iyi tanımamızı ve anlamamızı sağlar. Örneğin, sürekli kaygı duyuyorsak, bunun altında yatan sebepleri araştırmalıyız. Belki işimizden veya ilişkimizden kaynaklanan endişeler vardır. Bu endişeleri fark edip üzerine gitmezsek, kaygımız daha da derinleşebilir. Bazen duygularımızı ifade etmek zor olabilir. Ancak onları sağlıklı bir şekilde dışa vurmak, iç barışımızı korumak için önemlidir. Örneğin, bir yakınımızın davranışlarından rahatsız olduysak, bunu direkt ve sakin bir şekilde kendisine iletmeliyiz. Bastırarak veya öfkeyle tepki vererek sadece ilişkiye zarar veririz. Duygularla yüzleşmenin bir diğer yol...

Gnostisizm'de Semboller Ve Mitolojik Anlatımlar

Gnostisizm'de Semboller Ve Mitolojik Anlatımlar Gnostik öğretiler, tarihin farklı dönemlerinde çeşitli semboller ve mitolojik hikayeleri kullanarak öğretilerini aktarmıştır. Bu semboller ve hikayeler, derin anlamlar ve ruhsal gerçekleri temsil etmektedir. Örneğin, "Işık" ve "Karanlık" sembolleri, Gnostik metinlerde sıkça kullanılmıştır. Işık, bilgiyi, aydınlanmayı ve ruhsal uyanışı temsil ederken, karanlık ise cehalet, bilinmezlik ve kötülüğü sembolize etmiştir. Gnostikler, bu semboller aracılığıyla insanoğlunun ruhsal yolculuğunu ve kurtuluş arayışını anlatmışlardır. Işık, insanın özündeki ilahi kıvılcımı temsil eder ve bu kıvılcımın karanlık maddi dünyadan kurtarılması gerekir. Karanlık ise, insanı hapsetmiş olan maddi dünyanın aldatıcı ve kötü unsurlarını temsil eder. Bu nedenle, Gnostik öğretiler, insanın ruhsal uyanışa erişmesi ve karanlıktan kurtulması için çabalamayı öğütler. Mitolojik hikayeler ve alegoriler de Gnostik öğretilerde sıkça kullanılmıştır. B...