Kadim Felsefenin İzleri İnsanlığın varoluşsal sorgulamalarının ve manevi arayışlarının kökleri, antik çağlara kadar uzanır. Eski Pers inançları ve Gnostisizm gibi öğretiler, bu derin felsefi mirasın izlerini taşır. Her iki inanç sistemi de evrensel dengeleri, ruhun özgürlüğünü ve manevi bilginin önemini vurgular. Eski Pers inançlarında, iyilik ve kötülük güçleri arasındaki mücadele, evrenin temelini oluşturur. Ahura Mazda ve Ahriman arasındaki çatışma, insanın seçimlerini ve eylemlerini belirler. Bu inanç, insanoğlunun iyilik ve kötülük arasındaki sonsuz çatışmayı anlamlandırma çabasının bir yansımasıdır. Benzer şekilde, Gnostisizm de iyi ve kötü güçlerin varlığına inanır. Ancak Gnostikler, kötülüğün kaynağını maddi dünyada görür. Ruh, bu maddi dünyanın sınırlamalarından ve bağlarından kurtulmalıdır. Bu kurtuluş, gerçek bilgiye (gnosis) ulaşmakla mümkün olur. Her iki öğreti de ruhun manevi bir varoluşa ulaşması gerektiğini savunur. Zerdüştlükte, insanın amacı iyilik ilkesine hizmet etm...