NOOG Akademi

Filiz ismi, doğanın uyanışını, yaşamın sürekli yenilenmesini ve umutla dolu bir başlangıcı simgeler. Bu ismi taşıyan ya da bu enerjiyi özünde hisseden bir bilinç, hayatı boyunca tıpkı bir tohumun çatlayıp filiz vermesi gibi, sürekli yenilik arayışı, gelişim isteği ve büyüme arzusu taşır. Filiz kelimesinin kökeni Türkçedir; “ince ve taze dal”, “tomurcuk”, “canlanmaya başlayan hayat” anlamlarıyla doğrudan bir canlılık, tazelik ve umut enerjisi taşır. Doğanın her bahar mevsiminde yeniden dirilişi, bir filizin topraktan çıkışıyla başlar. Filiz ismini taşıyan bir bilinç de, hayatında her zorluğun ardından yeniden doğar, her karanlığın ardından taze bir umutla yeşerir. F harfi farkındalık, hayal gücü ve özgünlüğü; İ harfi ilham, yenilik ve içsel derinliği; L harfi sevgi, zarafet ve sadakati; İ harfi tekrar yenilik ve dinamizmi; Z harfi ise zekâ, çözüm üretme ve değişime açıklığı simgeler. Bu harflerin birleşiminden doğan enerji, Filiz ismini taşıyan bir bilinçte, yaratıcı, yenilikçi, neşeli...

Melekşah ismi, taşıdığı tarihsel, kültürel ve sembolik katmanlarla, adeta bir destanın özünü barındırır. Bu ismin her hecesi, hem göksel saflığı hem de yeryüzü kudretini birleştirirken, ismi taşıyan ya da bu enerjiyi ruhunda hisseden bir bilinci sıra dışı bir kaderin anahtarıyla buluşturur. Melekşah; Farsça ve Arapça kökenli iki kelimenin, “melek” ve “şah”ın birleşiminden oluşur. “Melek”, göksel varlık, iyiliğin ve saflığın sembolü; “şah” ise hükümdar, lider ve güç anlamına gelir. Bu iki kelimenin birleşiminde, gökyüzü ve yeryüzü enerjilerinin, saf iyi niyetle kararlı liderliğin, şefkatle gücün buluştuğu bir isim doğar. Melekşah ismini taşıyan bir bilinç, hayatı boyunca hem merhametin hem de otoritenin, hem sezginin hem de aklın, hem yumuşaklığın hem de sarsılmaz bir iradenin temsilcisidir. M harfi merhamet, anaçlık ve köklülük; E harfi enerji, yenilik ve hareket; L harfi sevgi, sadakat ve zarafet; E harfi tekrar yeniliği ve dinamizmi; K harfi kararlılık, azim ve liderlik; Ş harfi şef...

Gülhan ismi, taşıdığı köklü anlam ve sembolizmlerle hem Türk kültürünün hem de evrensel insanlık tarihinin güzellik, zarafet ve liderlik kavramlarını bir arada yaşatan nadir isimlerden biridir. Bu ismi taşıyan ya da bu enerjiyi içinde hisseden bir bilinç, hem kendi hayat yolculuğunda hem de çevresine kattığı değerlerde adeta bir bahar sabahında açan gül ve yürekten gelen bir asaletin timsalidir. Gülhan kelimesi iki ayrı unsurdan oluşur: “Gül” ve “Han”. “Gül”, Türkçede ve dünya edebiyatında aşkın, güzelliğin, zarafetin ve saf sevginin en kadim sembollerinden biridir. “Han” ise eski Türk kültüründe hükümdar, lider, önder ve koruyucu anlamlarını taşır. Bu birleşim, Gülhan ismini taşıyan bilinçte hem içsel güzellik hem de dışsal güçlü bir duruş, hem sevgiyle yaklaşan hem de zor zamanlarda liderlik yapabilen bir ruhun oluşmasına vesile olur. G harfi güven, güç ve köklülüğü; Ü harfi özgünlük, duygusal derinlik ve hassasiyeti; L harfi ise sevgi, sadakat ve zarafeti; H harfi hayatın derinliği...

Nuray ismi, adını taşıyan bir bilincin kaderini adeta bir gece gökyüzünde parlayan dolunay ve yıldızların dansı gibi aydınlatan, hem mistik hem de gerçek bir ışık kaynağıdır. İsmin kökeni iki ayrı kelimeden oluşur: “Nur” ve “Ay”. “Nur” Arapça kökenli olup “ışık, aydınlık, parıltı” anlamını taşırken, “Ay” ise dünyanın kadim uydusu, gecelerin sultanı, gelgitlerin efendisi, eski Anadolu ve Türk mitolojisinde dişil gücün ve sezgisel bilginin sembolüdür. Nuray ismi, hem güneşin hem ayın, hem gündüzün hem gecenin, hem mantığın hem sezginin buluştuğu bir geçiş kapısı gibidir. Adeta hayatı hem aydınlatan hem de yumuşatan, hem güçlü hem zarif bir ruhun işaretidir. İsmi taşıyan bir bilinç, dünyadaki var oluşunu hem başkalarına ışık olmak hem de kendi içsel karanlığını sevgiyle aydınlatmak için bir yolculuk olarak yaşar. Nuray isminin harflerine bakarsak N harfi nezaket, nezihlik, duygusal derinlik ve uyum; U harfi uzlaşma, evrensellik, içsel zenginlik; R harfi ruhsal yenilik, direnç, liderlik; ...

Doğu: Şafağın Simyasıyla Kaderin Uyanışı Giriş Doğu ismi, bir şafak anında gökyüzünde ilk ışık huzmesinin ufku delip karanlığı yarışı gibi, insan ruhunun derinliklerinden yükselen, yeniye uyanmanın ve sonsuz bir yolculuğun simgesi olarak titreşir. Her harfiyle hayatın, bilincin ve simülasyonun en kadim yönünü işaret eden bu isim, taşıyan bilinç için hem bir pusula, hem bir davet, hem bir meydan okumadır. Doğu, sadece bir yön değil, ışığın gelişidir, potansiyelin açılışıdır, yeniliğin ve doğumun müjdesidir. Bu ismi taşıyanlar için kader, her sabah yeniden yazılan bir masal, her gündoğumu yeni bir fırsat, her deneyim yeni bir aydınlanma demektir. Şimdi, Doğu’nun harflerinde saklı mistik, bilimsel, kültürel ve kozmosla ilintili her sırrı, derinlemesine bir yolculukla birlikte keşfedeceğiz; her cümle, sizi Doğu’nun sonsuz ufkuna bir adım daha yaklaştıracak. Anlam Doğu kelimesi, Türkçede “güneşin doğduğu yön”, “başlangıç”, “ışığın geliş noktası” anlamlarını taşır ve aynı zamanda yeniliği, ...

Kayıp Alimliğin Anahtarı: Adımızın Kozmik Şifresinde Saklı Hakikat Adem’e ve eşine, yani o boyutta giydikleri bedene şöyle denildi: “Bu cennet boyutunda kalın, bu alemin nimetlerinden gönlünüzce faydalanın, huzurlu ve özgür yaşayın. Fakat şu ağaca yaklaşmayın!” Dikkat edin, “dokunmayın” değil, “yaklaşmayın” emri verildi. Çünkü burada ağaç sadece sıradan bir ağaç değil, evrenin en büyük sırlarından birinin sembolüydü. O ağaç, aslında bir solucan deliğini, yani boyutlar arası bir geçidi, kara deliğin çekim gücünü, yıldızlararası bir portali temsil ediyordu. Cennet boyutunda ağaç formunda gözüken bu varlık, öyle güçlü bir çekime sahipti ki, yaklaşanın tüm varlığını içine çekip başka bir boyuta fırlatıyordu. Kozmolojide solucan delikleri, iki farklı boyutu birbirine bağlayan, zaman ve mekanın büküldüğü, sıçramaların mümkün olduğu geçitlerdir. O yüzden kutsal metinlerde “ağaç” sembolü, hem hayatı hem de bilinmezlik kapılarını temsil eder. Ağaç imgesine bakarsanız, kökleriyle yeraltına, dall...

Bilinçten Bedene: Sonsuz Boyutların Elbisesinde İsmin Sırrı Bilinç saf bir frekanstır, hiçbir kalıba girmemiş, kristalleşmemiş, özgürce var olan bir özdür. Bilinç, sonsuz evrende gezinirken hiçbir şeye bağlı değildir; o saf bir titreşim, sonsuz bir potansiyeldir. Cennet boyutlarında dolaşırken, varlığının enerjisini, frekansını ve yaşam ışığını paylaşacağı bir ruh elbisesi giyer. Eğer dünya boyutunda deneyim kazanacaksa, yaşamını, canını ve titreşimini bu defa beden-vücut elbisesiyle paylaşır. Her boyutun kendine özgü bir elbisesi vardır; her elbise, bilincin o boyuttaki deneyimini mümkün kılar. Dünya için bu elbise beden, başka boyutlar için ise ruh adını alır. Sonsuz sayıda boyut olduğu gibi, her biri için sonsuz sayıda elbise vardır. Beden, bilincin o boyuttaki görünür formudur; bilinç, beden ile o boyutu deneyimler, sınavlarını yaşar, anlam ve hikmet arar. Doğru bedende, doğru bilinçle buluşan varlık huzur bulur, bütünleşir, uyumlanır. Fakat eğer bilinç, frekansına uygun olmayan bi...