Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TUTSAK RUHUN TİKSİNTİSİNDEN ÖZGÜRLÜĞE

TUTSAK RUHUN TİKSİNTİSİNDEN ÖZGÜRLÜĞE İnsan varoluşunun derinliklerinde, bazen bir yabancılık duygusu, açıklanamaz bir tiksinti ve huzursuzluk ortaya çıkar ki bu, ruhun asli vatanıyla olan kopukluğunun yankısıdır. Bu yabancılaşma, gündelik hayatın sıradan tatminlerinde bile kendini gösterir; çünkü ruhun, ait olmadığı bir dünyada kök salmaya zorlanması, içsel bir daralma ve bunalım üretir. Ruhun bu dünyada sıkışmışlık hissi, çoğu zaman insanı şaşırtır ve nedeni anlaşılamayan bir huzursuzluk olarak ortaya çıkar. Oysa, maddi dünyanın cazibesinin arkasında, gerçek manadan kopmuş bir bilincin zincirleriyle çevrili olduğumuzu fark etmek, uyanışın ilk adımıdır. Eğer geldiğin bu dünyada gördüklerin karşısında tiksinti eşiğine ulaşmışsan, bu aslında ruhunun özüne doğru bir yolculuğun başladığının işaretidir. Çünkü tiksinti, varoluşun yüzeyindeki sahte ve çürük düzenin, ruhsal derinlikte reddedilmesiyle ortaya çıkan bir farkındalıktır. Aksi halde, hala bu dünyada mutlu, huzurlu ve enerji dolu hi...

GÖLGE VE NİYET ARASINDA: ŞEYTANIN RÜYASINDAKİ BİLİNÇ

GÖLGE VE NİYET ARASINDA: ŞEYTANIN RÜYASINDAKİ BİLİNÇ  Dünya sahnesinde kötülüğün ödüllendirilmesi ve dünyevi kazanımlar uğruna her türlü etik değerden feragat edebilen ruhların başarıya ulaşması, ilk bakışta adaletin tersyüz olduğu bir evrenin varlığına işaret etse de, bu durumun ardında çok daha derin ve metafizik katmanlarda işleyen bir bilinç sınavı gizlidir.  Zira bu gerçeklik, klasik anlamda neden-sonuç ilişkilerinin ve lineer adalet paradigmalarının ötesinde, evrenin varoluşsal tasarımında gizlenen büyük bir metaforun tezahürü olarak okunabilir.  Varsayalım ki, bu dünya dediğimiz alan, aslında Şeytan’ın hayal gücünden doğmuş, varoluşun karanlık potansiyelinin simülasyonunu sağlayan bir laboratuvar, hatta Şeytan’ın kendi gölge yanlarıyla yüzleşmek zorunda kaldığı kozmik bir tekamül sınavıdır.  Böyle bir perspektifte dünya, Şeytan’ın içsel çatışmalarının, arzularının ve korkularının sahnelendiği devasa bir tiyatroya dönüşür ve insan, bu sahnede hem şeytani hem de...

BİLGİ VE SEVGİNİN KOZMOLOJİSİNDE BİLİNCİN YARATICILIĞI

BİLGİ VE SEVGİNİN KOZMOLOJİSİNDE BİLİNCİN YARATICILIĞI İnsanoğlunun varoluşuna dair en kadim arayışlardan biri, Tanrı’ya yahut aşkın bir kudrete ulaşmanın hakiki yolunun ne olduğu sorusuna yanıt bulmaktır; zira bilgelik geleneğinin bütün dallarında bu yüce arayışın iki kutbu olarak bilgi ve sevgi anahtar rol oynamıştır. Bilgi, insan bilincinin evrenin sınırlarını kuşatan, gölgede kalan sırlarını aydınlatan ve Tanrı’nın neler yaratabileceğine dair cevher sorusunun temel anahtarını üreten zihinsel bir maceranın kanıtıdır. Buna mukabil, sevgi ise, tüm varoluşun özünde titreşen ve yaratıcı kudretin asıl yakıtını teşkil eden bir enerji olarak, insanı içkin bir anlam arayışı yoluyla evrenin kalbine taşır ve nihai dönüşümün dinamiğini hayata geçirir. Yeryüzünde tıpkı bir tavuğun, yalnızca bir buğday ambarı hayal edebilmesinin ardında başka bilgiye sahip olmamanın doğal sınırı yattığı gibi, bilgiyle donanmamış bir bilinç de kendi hayal menziline ancak öğretebildiği kadar ulaşabilir ve bu neden...